İnsanlara hürriyət, millətlərə istiqlal!

Türkiye mektubu: Türk dünyası için Türkiye-Azerbaycan-Özbekistan hattı önemlidir…

1474 11.01.2022 14:09 Siyasət A A

Türkiyənin duayen qəzetçisi, Azərbaycan sevdalısı Ardan Zentürk Musavat.com üçün həftədə bir dəfə yazı yazır. "Türkiye mektubu" rubrikası altında yayınlanan yazılar orijinal ləhcədə - Anadolu türkcəsində təqdim olunur. Əminliklə inanırıq ki, hazırda hər bir azərbaycanlı Anadolu türkcəsində oxumağı və anlamağı tam olaraq bacarır. Üstəlik, hazırda Anadolu türkcəsi türk dövlət və toplulqları arasında ortaq türkcə rolunu oynamaqdadır.

Dəyərli Ardan Zentürkün 17-ci Türkiye mektubu: Türk dünyası için Türkiye-Azerbaycan-Özbekistan hattı önemlidir…

Marx tarihin tekerrürü çabalarını “komedi” olarak tanımlar, eğer Rusya’nın Sovyetler Birliği’ni yeniden yapılandırma gibi bir hedefi varsa, bunun yol açacağı büyük yıkımlar nedeniyle, “traji-komik” olarak bile nitelenmesi bile fazla yumuşak yaklaşım olur. TÜRK DÜNYASI, RECEP TAYYİP ERDOĞAN-İLHAM ALİYEV- ŞEVKET MİRZİYOYEV ZİRVESİNE İHTİYAÇ DUYMAKTADIR…

“Balkanlar’dan başlayıp Çin sınırına kadar uzanan son derece geniş, güçlü doğal kaynaklara sahip, stratejik bir coğrafya, SLAV ve TÜRK milletlerinin paylaştığı bir coğrafyadır. Bu nedenle, kuşkusuz, AVRASYA’nın, genel anlamda da insanlığın barışı bu iki milletin kendi aralarında sağladıkları ortak anlayış ve barışçı zemine bağlıdır.”

16 Kasım.2021 günlü musavat.com ’da yer alan AVRASYA’NIN GELECEĞİ TÜRK-SLAV BARIŞINA BAĞLIDIR başlıklı yazımdan bu satırlar, geleceğe dönük iyimser bakışın ürünüydü. (1)

 

Aynı yazının şu satırları da bu iyimserliğin ana zeminine dönük beklentileri dile getiriyordu:

“1993, Türk dünyasının UNESCO’su olarak adlandırılan TÜRKSOY’un kuruluş yılıdır ve kurumun kurucu, asil üyeleri Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkiye ve Türkmenistan’dır. Ama, gözlemci üyelerin şu listesi, Rusya’nın bu konudaki esnek politikalarını sergilemesi açısından önemlidir: Altay, Başkurdistan, Hakas, Saha (Yakut), Tataristan ve Tiva Cumhuriyetleri günümüzde Rusya Federasyonu’nu oluşturan cumhuriyetlerdir. TÜRKSOY’un diğer gözlemci üyeleri, Gagavuz Yeri (Moldova) ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’dir…Görüldüğü gibi, Türk Devletleri Teşkilatı, mevcut Türk bağımsız devletleri zemininde “siyasi” kimlik taşımakta, ama TÜRK DÜNYASININ GENİŞ VE ÇOK RENKLİ COĞRAFYASINI esas olarak TÜRKSOY sergilemektedir…”

Kazakistan özelinde yaşanılan gelişmeler, tarihe yön vermiş iki kadim milletin Slav kanadını temsil eden Rusya’nın, eşit zeminli bir barış ikliminden çok, eski Sovyetler Birliği’ni yeniden inşa etme tutkusu taşıdığını göstermesi bakımından önemlidir…

TARİHİN TEKERRÜRÜ KOMEDİYE YOL AÇABİLİR…

Marks’ı sosyal ve politik tarihçi sıfatıyla ünlendiren başyapıtı hepimiz biliriz: 1851-1852 yılları arasında kaleme aldığı “Louis Bonaparte’ın 18. Brumaire’i” (The Eighteenth Brumaire of Louis Bonaparte), 1851 coup d’éta’sına ilişkin çarpıcı bir tahlil içerir; özellikle bu süreç zarfında yer tutan siyasi özneler üzerinden, tarih yazımına ilişkin ilginç saptamalarda bulunur. Sol gelenek içerisinde bir tür milat kabul edilen bu kısa ama özlü eserde, Marks’ın Hegel’e atıfla, hepimizin yakın zamanlarda diline pelesenk olmuş ünlü özdeyişi de yer alır. Şöyle buyurur üstat: “Hegel, bir yerde, şöyle bir gözlemde bulunur: bütün tarihsel büyük olaylar ve kişiler, hemen hemen iki kez yinelenir. Hegel eklemeyi unutmuş: ilkinde trajedi , ikincisinde komedi olarak.”[1] Bu özlü söz sarkastik bir dil içermekle birlikte, tarihsel materyalizmin olmazsa olmaz koşullarından, diyalektiğin yasalarından dem vurur ve özetle, değişimin/dönüşümün koşulları, kuvvetleri ve aktörleri aracılığıyla Marksist tarih yazımının muhteviyatının ne olduğunu bize özetler.(2)

Geçmişinde güçlü imparatorlukların olduğu milletler açısından tarih, iki yönde hizmet edebilir: 1- Tarihin derinliklerinde yaşanılmış başarı ve hatalardan ders çıkartarak geleceği geçmişin etkisinde kalmadan kurabilirsiniz, 2- Eski güzel ve parlak günlerin ihtişam hayalleriyle geçmişi bugüne taşımaya çalışabilirsiniz…

Anadolu-Trakya coğrafyasında yaşayan Türkler için Osmanlı İmparatorluğu, 600 yıla yayılmış büyük bir gurur ve güçlü bir mirastır. Ama, bu, 21’nci yüzyılın bu dönemecinde yeni bir imparatorluk arayışının zemini olarak kullanılabilir mi? Kullanılmamalı, çünkü akılcı değil.

Belli ki, 1990’lı yılların başlarına dönük yorumlarında “Sovyetler Birliği’nin çöküşü tarihsel Rusya’nın da dağılmasıydı” sözlerine ağırlık veren, 2014 yılındaki Kırım’ın ilhakını, “Sovyetler Birliği çökerken yaşanılan zayıflığın tamiri olarak” değerlendiren Rusya lideri Vladimir Putin ve “Rus devletinin” geçmişe dönük bir sabitlenmesi var.

20’nci yüzyılın başlarındaki Sovyet deneyimi bir trajedi ise, 21’nci yüzyılın bu döneminde aynı deneyimi tekrarlamanın bir komediye dönüşmesi kaçınılmazdır.

 

 

Avrasya Ekonomik Birliği üzerinden eski Sovyet coğrafyasını yeniden yapılandıran, bu çerçevede, Ukrayna ve Kazakistan topraklarını, “tarihi Rus topraklarının, Sovyetler Birliği üzerinden hediyesi” olarak gören bir stratejik zemin, kuşkusuz, Avrasya coğrafyasına barışı değil savaşı dayatacaktır.

Rusya, eski Sovyet coğrafyasında bağımsızlık kazanmış devletlerin geniş topraklarını “tarihi Rus toprakları” olarak görme ve buna göre davranma eğiliminde olabilir ama, bu toprakları elde tutmak için bugünkü nüfusunun 3 misli nüfusa sahip olması gerektiğini birinin Kremlin’e hatırlatması gerekmektedir.

Asıl soru şudur: Rusya, Belarus+Kazakistan+Ukrayna’nın ilhak edilen bölgeleri üzerinden “yeni Sovyetler’i” yapılandırırken Türk milletiyle, eskinin “hegemon-yönetilen” ilişkisini mi yoksa, “eşitlikçi işbirliğini” mi tercih edecektir? Bu sorunun cevabı, kuşkusuz, bağımsız Türk devletlerinin Rusya ile olan ilişkilerinin geleceğini belirleyecek önemdedir…

TÜRKİYE-AZERBAYCAN-ÖZBEKİSTAN HATTI ESASTIR…

“Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevkat Mirziyoyev ile Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında kurulmuş olan sıcak dostluğa şahit olmuş, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in 2019 yılında Bakü’de gerçekleştirilen Türk Konseyi 7’nci Zirve Toplantısı’nda Özbekistan’ın bu, hepimizin çok önemsediğimiz kuruma dönüşü karşısındaki heyecanını izlemiş bir gazeteci olarak geleceğe dönük umudumun yüksek olduğunu söylemeliyim.

Aliyev-Erdoğan ikilisinin Mirziyoyev ile son derece olumlu yönde süren ilişkilerinin gelece dönük önemli adımlar taşıyacağı bilinmelidir.

Özellikle Afganistan’da yaşanılmakta olan son gelişmeler çerçevesinde Özbekistan’ın daha geniş ve çok yönlü diplomatik zemine ihtiyaç duyacağı da gerçektir.”

29.Eylül.2021 tarihli ve AVRASYA İSTİKRARI İÇİN GUAM, ARTIK GUUAM-T OLMALIDIR başlıklı yazımın (3) önemi, Kazakistan’da yaşanılan olaylar ile öne çıktı.

 

Olaylardan sonra yapılan Kollektif Güvenlik Anlaşması Teşkilatı’nın video zirvesinde Belarus lideri Lukashenko’nu, “Burada konuşulan dersler (Kazakistan’daki olaylar) çok iyi öğrenilmelidir, özellikle Özbekistan tarafından” sözleri, yalnız Taşkent için değil, tüm Türk devletleri başkentleri açısından alarm niteliğindedir.

Konuyu, @youtube kanalımda uzun anlattım (4) uzatmak istemiyorum ama, yaklaşım, iç huzursuzluk tohumlarının ekildiği Türk devletlerinin Rus ordusunun istikrarına(!) muhtaç edilmesi gibi bir stratejiye kapı aralıyorsa, o zaman gelecek açısından tehlike var demektir.

TÜRK DÜNYASI, RECEP TAYYİP ERDOĞAN-İLHAM ALİYEV- ŞEVKET MİRZİYOYEV ZİRVESİNE İHTİYAÇ DUYMAKTADIR…

Sovyetler Birliği sonrasının yüksek “bağımsızlık ruhunu” koruyan iki devleti Azerbaycan ve Özbekistan ile Türkiye’nin oluşturacağı “her alandaki” ortaklık Avrasya’nın geleceğine dönük yeni bir denge merkezini de oluşturacaktır.

KAYNAKLAR:

https://musavat.com/news/turkiye-mektubu-avrasya-nin-gelecegi-turk-slav-barisina-baglidir_844868.html

https://gasmekan.wordpress.com/2018/10/29/tarihte-olaylar-ilkinde-trajedi-ikincisinde-komedi-olarak-tekerrur-eder/

https://musavat.com/news/turkiye-mektubu-avrasya-istikrari-icin-guam-artik-guuam-t-olmalidir_832732.html

https://youtu.be/RXTw_UBUOQo

 

Bizim partnyorlarımız

XƏBƏR LENTİ

BÜTÜN XƏBƏRLƏR