İnsanlara hürriyət, millətlərə istiqlal!

Türkiye mektubu: Rusya savaşı kaybetti, kabullenmesi zaman alacak…

1211 01.04.2022 13:05 Yazarlar A A

Türkiyənin duayen qəzetçisi, Azərbaycan sevdalısı Ardan Zentürk Musavat.com üçün həftədə bir dəfə yazı yazır. "Türkiye mektubu" rubrikası adı altında yayınlanan yazılar orijinal ləhcədə - Anadolu türkcəsində təqdim olunur. Əminliklə inanırıq ki, hazırda hər bir azərbaycanlı Anadolu türkcəsində oxumağı və anlamağı tam olaraq bacarır. Üstəlik, hazırda Anadolu türkcəsi türk dövlət və topluluqları arasında ortaq türkcə rolunu oynamaqdadır.

Dəyərli Ardan Zentürkün 23-cü Türkiye mektubu: Rusya savaşı kaybetti, kabullenmesi zaman alacak…

Putin’in savaş öncesi yaptığı açıklamalarda, Ukrayna topraklarını Rusya’nın tarihi coğrafyası olarak göstermesi, Kiev’i ilk Rus şehir mimarisi olarak tanımlaması dikkat çekiciydi. Fakat savaş “Ukrayna milleti”nin doğmasına ve o toprakların Rusya’dan “manevi anlamda” kopmasına neden oldu… Bu, gerçek bir yenilgidir…

Ukrayna ordusunun, Kiev ve Chirnihiv çevresindeki köy ve kasabaları geri almasına yol açan başarılı karşı ataklarından hemen sonra iki Ukrayna savaş helikopterinin Rus ordusunun yakıt desteği açısından stratejik önemdeki Rusya’nın sınıra yakın Belgorod kentindeki depoları vurmaları önemlidir.

24 Şubat günü hızlı bir harekat ile Ukrayna’nın tamamını kontrol amaçlı savaş başlatan Rusya, savaşın sıcaklığını kendi topraklarında yaşamaya başladı.

Harekatın özellikle ilk iki haftasında yaşanılan ağır kayıplar, zaten, askeri açıdan sergilenen yetersizliği göstermesi bakımından anlamlıdır.

PLAN A, Rus ordusunun üç-dört gün içinde Kiev’i alıp meşru yönetimi devirerek Ukrayna’yı fiilen Rusya Federasyonu’nun bir bölgesi yapmaktı. Olmadı.

PLAN B, Kiev’i kuşatma, başkenti tüm bölgelerden tecrid etmekti. Olmadı.

PLAN C, Kiev başta tüm büyük kentlerin çevresindeki alanların uzun süreli kontrol altında tutmaktı. Olmadı.

Şu an PLAN D noktasındayız, bu, Rus ordusunun Belarus ve Rusya topraklarına çekilmesi, yeniden yapılanması ve savaş gücünü tahkim ettikten sonra harekatı bıraktığı yerde sürdürmesidir.

Bu da olmayacak. Askerlikte en önemli konu, “geri çekilme” aşamasıdır, buna karar veren komutan, terk edilen bir mevziye geri dünüşün zor olduğunu bilir.

Bu nedenle, PLAN E üzerinde konuşmakta yarar var: Kırım’ın, Donbas bölgesi, yani Donetsk-Luhansk ile kara bağlantısını sağlayacak Mariupol’un düşmesi, ve Rus ordusunun Donbas’ta tam hakimiyeti sağlaması. Ama, Mariupol, 6 haftadır, şehrin yüzde 90 binası yıkılmış olmasına, binlerce sivil kayıp vermesine rağmen düşmüyor, Ukrayna ordusu ise Donbas’ta bir gerilla savaşına hazırlanıyor.

Rusya’yı savaşta durduran Ukrayna ordusu ve bağlantılı milisler ile halkın silahlanmış gönüllü unsurlarının bir “şehir gerillası” stratejisi ile direnişi örgütlemesi olmuştu, şimdi, Donbas’ta uzun soluklu bir gerilla direnişini nasıl göğüsleyeceği ayrı bir soru işaretidir…

Aslında, Ukrayna’nın Rus ordusuna karşı sürdürdüğü savaş stratejisi ile, NATO’nun Soğuk Savaş yıllarında –örnek- Türkiye için geliştirdiği strateji aynıdır. NATO kurmayları 1952-1991 arasında Sovyet ordusunun Türk Silahlı Kuvvetleri’nin doğu sınırındaki savunma hatlarını kısa zamanda aşacağını hesaplayarak, böyle bir konvansiyonel çatışma halinde şehir-kır alanlarında gerilla savaşını önceleyen strateji geliştirmişlerdi. Bunun açık uygulaması da 1979-1989 arasında Afganistan’daki Sovyet işgalinde ortaya çıkan Mücahid direnişi olmuştu.

Yani, güçlü bir düzenli orduya karşı uzun soluklu savaş stratejileri açısından yeni bir gelişme yaşamıyoruz, yaşanmış deneyimleri geliştiriyoruz.

ENERJİNİN SİYASALLAŞMASI, SONUN BAŞLANGICIDIR…

Rusya liderinin Avrupa’yı enerji kaynakları üzerinden tehdit etmesi, kısa vadede etkili, orta vadede ise beklenmedik ölçüde sert sonuçlar doğuracak uygulamadır.

Kremlin, güçlü enerji kaynaklarını ve bu kaynakları Batı ekonomilerine taşıyan boru hatlarını “siyasallaştırdı…”

1 Nisan itibariyle, “dost olmayan ülkeler enerjinin faturasını Ruble olarak ödeyecek” zorlaması bunun açık örneğidir.

Bu gelişme, bir süre enerji fiyatlarının katlanmasına, Batı ekonomilerinin de çalkantılı bir dönem yaşamasına neden olabilir, ama bu sürecin uzun sürmeyeceği açıktır.

Sistem alternatiflerini kısa zamanda üretir. (Türkiye-İsrail yakınlaşmasının Doğu Akdeniz’e istikrarı getirmesi halinde bölgedeki hidrokarbonların Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaşması bile, Avrupa Birliği’nin doğalgz ihtiyacının yüzde 40’ını sağlayan Rusya açısından önemli bir darbe olacaktır.)

Alternatiflerin önümüzdeki 8 ile 12 ay arasında devreye girmesinden sonra, Rusya açısından enerji kaynaklarını pazarlama açısından iki Pazar kalacaktır: Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan…

Bu kısa zaman diliminde Rusya’nın bir “Asya gücüne” dönüşmesine, Avrupa stratejik denkleminden kopmasına, esas olarak da Rusya Federasyonu’nun boş doğu topraklarında (Vladivostok başta) bazı planları olduğu bilinen Çin Halk Cumhuriyeti’ne önce EKONOMİK,  devamında da SİYASAL bağımlılığının artması anlamına gelmektedir.

Pekin’in, Rusya’nın yanında yer aldığını sergileyip Batı ile ekonomik çıkar ilişkilerinin zarar görmemesi için gösterdiği gayret, sanırım Kremlin’de de değerlendirilmektedir.

KAZANANI OLMAYAN BİR SAVAŞTA ÇÜRÜMEK…

Ukrayna Savaşı’nın kazananı olmayacak.

Rusya, savaşı başlatma gerekçelerine ulaşamayacak, kesin kontrolü sağlayamayacak, Ukrayna ise Rus ordusunu ülke topraklarından tamamen çıkaracak bir askeri performans sergileyemeyecek…

Bu, iki devletin uzun süreli bir savaş ortamında kilitlenmesi anlamına gelmektedir.

Böyle durumlarda milli topraklarını koruyan, “diri” kalır.

İşgalci olan ise “çürür…”

Sembol örneği, 2’nci Dağlık Karabağ Savaşı’dır…

Azerbaycan ordusunun bu savaşta gösterdiği mükemmel kabiliyet ile kendine ait olmayan topraklarda 30 yıldır duran Ermenistan ordusunun düştüğü durumu hep beraber izledik…

Yani…

Donbas ve Kırım’daki ısrarın zaman içindeki sonuçları açısından da önemli bir örnektir sözünü ettiğimiz…

Kremlin bu kadar serüvenci olamaz, olmamalı…

Bizim partnyorlarımız

XƏBƏR LENTİ

BÜTÜN XƏBƏRLƏR